“İnsanlar neden diyet yapar? ”

Günümüzde yavaş yavaş diyabet hastaları, var olan hastalığını kabullenip onun için önlem almayı tercih ediyor. Eskiden kişi ya sadece ilacını kullanır (onu da saati saatine değil) ya da tıbbi tedavi ye karşı olup diyetle düzenleme ye çalışırdı. Ama artık bir diyabet hastası İLAÇ - DİYET - EGZERSİZ üçlüsünün onun yaşam kalitesi için ne kadar değerli olduğunu biliyor.

Eskiden çoğu birey sadece zayıflamak için beslenme uzmanına ( diyetisyen) başvururdu. Şimdi mi? Her şey değişiyor, artık temel amaç zayıflamak değil çünkü temel sorun da zayıflamak değil. İnsanlarımız sağlıksız besleniyor. Yeterli ve dengeli beslenmeyen obez bireyin kronik hastalıklar için risk taşıdığını biliyor, diyabet, kalp ve damar, hipertansiyon gibi hastalıklara davetiye çıkardığının da farkında. Eğer temel sorun olan beslenme alışkanlıklarını değiştirirsek fit ve sağlıklı bir vücuda sahip olup sağlıklı bir birey olacağının farkındalar. Ya da annelerimiz kilolu ya da zayıf çocuklarını kliniğe getiriyorlar. Eskiden direkt “benim kızım/oğlum kilolu, göbeği var” diye çocuklarına psikolojik baskı yapan ebeveynler artık “Benim yavrum daha sağlıklı olacak sağlıklı beslenirse” diye çocuklarını teşvik ediyor. Farkı ne mi? Eğer toplum olarak sadece görselliği önemseyen bir toplum olursak o zaman o çocukların büyüyünce kilo takıntısı ve dış görünüşünden utanan pasif bireyler olmasını önleyemeyiz. Onları aksine daha çok sağlıklı beslenmeleri için teşvik edersek öz güveni daha yüksek ve hem zihnen hem de fiziken sağlıklı bireyler yetiştirmiş oluruz.

Günümüzde yavaş yavaş diyabet hastaları, var olan hastalığını kabullenip onun için önlem almayı tercih ediyor. Eskiden kişi ya sadece ilacını kullanır (onu da saati saatine değil) ya da tıbbi tedavi ye karşı olup diyetle düzenleme ye çalışırdı. Ama artık bir diyabet hastası İLAÇ - DİYET - EGZERSİZ üçlüsünün onun yaşam kalitesi için ne kadar değerli olduğunu biliyor.

Son zamanlarda anne karnındaki bebeğin geni ve geleceği için gebelik ve gebelik öncesi beslenmenin önemi bu konuda alanında uzman kişiler tarafından vurgulanmaktadır. Gebelikte şeker hastası olan annelerin yanlış beslenmesi çocuğun fiziksel gelişimini olumsuz etkilemekte ve gelecekte obez birey olma riskini daha da yükseltmektedir. Eskiden gebelikte şeker hastalığı olan bir annenin bebeği olması gerekenden kilolu doğunca ailecek sevinirlerdi. Bu durum bebeğin canlı doğmamasına bile neden olabilir ama tüm dünya tarama testlerini oluşturarak mükemmel bir değişim ve gelişim gösterip tüm oluşabilecek komplikasyonları elimine ettiler.

Sporcu beslenmesi en can alıcı konulardan biri, olimpiyatlar için emek veren sporcumuzun yaptığı antrenmana göre beslenme şekli onun maç sonucunu etkiliyor. Bunu fark eden uzmanlar bu alana yöneldiler. Dayanıklılık, kuvvet, denge ve esneklik egzersiz tiplerine göre beslenme uzmanları tarafından farklı planlamalar yapılıp, sporcularımızın performansları artırılmaktadır.

Bir de bebeğin okul öncesi-okul çağı çocuğunun , yetişkin bireyin , yaşlı bireyin, sağlıklı ve sağlıksız bireyin, sporcunun, gebenin, emziklinin tükettiği besinlerin kalitesini de sorgulamak lazım. Hangi koşullarda üretilmis ve soframıza gelmiş tüm bunları sorgulamak gerekir. Besinin helal olmasından tutun, tohumun genleri, üretim şekli, mikrobiyolojik durumu, toplanması, taşınması bize ulaşması ve bizim onu pişirme şeklimiz ve vücudumuza alış şeklimiz hepsi bizim geleceğimiz i etkiliyor.

Aslında her gün her dakika tükettiğimiz besin hayatımızı ne kadar etkiliyor değil mi? O zaman bizdeki oluşması gereken bu farkındalıklar bizi değişime yönetmeli ve biz değişmeliyiz ve bu değişimleri geliştirmeliyiz.

Anne karnında ki bebekten, yaşlı bireylere kadar sağlıklı ve sağlıksız her bireyin yeterli ve dengeli beslenmesi hem birey hem devlet çok önemlidir.

Zinde bireyler ülkemizi, ülkemizin geleceğini değiştirecek ve geliştirecektir. Bunun formülünü de İbn-i sîna şu şekilde belirtmiştir “Sağlıklı yaşam için beslenme, beden hareketleri ve uyku üç ana kuraldır.

İbni Sina (980-1037)